Okurlarımızdan Barış Kılıç’ın Ankara – Nallıhan – Adapazarı turu. Yazısının orijinali için blogunu ziyaret edebilirsiniz. Keyifli okumalar!
Ön not: Yazıyı sıkıcı olmaması için olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım. Umarım tura çıkmak isteyen gezginler için az da olsa ilham verici bir yazı olur.
02.07.2015 [1.Gün (Yarım)], 67 km mesafe, 710 m toplam tırmanış.
Ankara-Ayaş
Sabahleyin halletmemiz gereken birkaç iş ve sonrasındaki hazırlıklar yüzünden Yalçın ile saat 14:30 gibi anca yola çıkabildik. Öğlen yemeği yemediğimiz için İstanbul yolunda şehirden çıkarken gördüğümüz bir restoranda yemek yedik. Sincan’ı geçerken başlayan şiddetli yağmur yüzünden terk edilmiş bir petrol istasyonunda 1 saatten biraz fazla kalmak zorunda kaldık… Hava düzelince yola devam ettik ve hava kararmak üzereyken Ayaş’a geldik. Hemen Kirazdibi Göleti’nin biraz yukarısına çadır kurduk ve yemeğimizi yedik.
-Kirazdibi Göleti gece ve gündüz (Ayaş)- (21:20 ve 08:00)
03.07.2015 [2.Gün] 109km mesafe, 1080m toplam tırmanış.
Ayaş-Nallıhan
Sabah hazırlanmalar, kahvaltı ve market işlerimiz yüzünden 10:30 gibi anca ayrılabiliyoruz Ayaş’tan. Cuma gününün Ayaş’ın pazarı olduğunu fark ediyoruz. Bu yüzden erken saatlerde bile meydan epey kalabalıktı.
-Ayaş Meydanı- (10:20)
Ayaş’tan Beypazarı’na kadar hiç çeşme yok ancak yollar genelde düzlük. Beypazarı’nın hemen girişindeki çeşmede mutlaka durmanızı tavsiye ederim (Nallıhan’a kadar başka çeşme yok).
-Beypazarı girişi- (13:40)
Beypazarı’nda bolca büyük market olması güzeldi. İhtiyaçlarımızı aldıktan sonra bir kadın yanımıza geliyor. Yeni Zelandalı’ymış, eşiyle birlikte İngiltere’den bisiklet turuna başlamışlar. Doğuya doğru gidip en sonunda ülkelerine döneceklermiş. Birkaç gün önce paralarının çalındığını söyledi: “But everything else was good”… Hala iyimser olmalarına sevindim.
Yollarımıza devam ettik…
-Nallıhan Kuş Cenneti- (16:25)
Çayırhan’dan sonra yolun tek şerite düşmesi biraz sıkıntılıydı ama yolun tenha olması sayesinde sorun olmadı. Birkaç yokuş çıkıp indikten sonra Nallıhan Kuş Cenneti’ne geliyoruz. Burası için herhangi birşey söylemek tarifsiz kalır. O yüzden kendi gözlerinizle görmenizi tavsiye ederim 🙂 Buradan sonra çok fazla yokuş vardı ve bozkır yavaş yavaş azaldı.
-Nallıhan- (20:20)
Akşam 19:00 gibi Nallıhan’daydık. Hemen uygun bir yere çadır kurup hava kararmadan yemek yedik.
04.07.2015 [3.Gün] 154km mesafe, 1450m toplam tırmanış.
Nallıhan – Adapazarı
06:30 gibi uyanıp hızlıca kahvaltımızı ettikten sonra hazırlanıyoruz ve 08:00 gibi Yalçın’la yollarımız ayrılıyor (O buradan Ankara’ya dönüyor). Uyandığımızda çok soğuktu neyse ki içlikler var.
-Nallıhan’da sabah- (06:30)
Adapazarı yönüne doğru çeviriyorum. Yolun uzun olduğunu bildiğim için nabzımı 120-130′un üzerine pek çıkarmamaya çalışıyorum. Ceplerimde kuru meyve ve yer fıstığı var. Yolun ilk kilometreleri köy yolu gibiydi (Asfalt çok bozuktu). Seben Sapağı’nın oralara kadar çeşme yoktu ama sorun olmadı. Çeşmelerde sadece ufak molalar vererek zaman kaybetmeden yoluma devam ediyorum.
-Bolu il sınırından birkaç kilometre sonrası- (10:45)
Bolu sınırına girdikten sonra sanırım en fazla 5km’de bir çeşme var o yüzden burada su sıkıntısı çekmeyeceğinizi düşünüyorum, mataranızı yarım doldurup devam edebilirsiniz.
-Sert yokuş başladı. “Aynalıkaya Geçidi”- (11:10)
En düşük viteslerde durmadan çıkıyorum. Tepeye yaklaşırken soğuk bir su var (İniş kısmında da bir çeşme daha var). Burada da vücudumu soğuttuktan sonra tepeye çıkıyorum ve turun en zevkli inişi! 🙂 Tırmanırken beni geçen kamyonun arkasına kadar geliyorum. Biraz sola çekilerek bana yol veriyor sağolsun.
-Taşkesti beldesine yaklaşırken- (12:40)
Burada da yine çeşme var. Buradan birkaç dakika sonra Taşkesti’deydim. Oranın çıkışında petrol istasyonu var. Burayı iyi değerlendirmenizi tavsiye ederim çünkü Sakarya il sınırını geçene kadar (30km) petrolcü yok ve yollar dağlık, ama inişi düşünerek kendinizi avutabilirsiniz :).
-Taşkestiden 10 km sonrası sert virajlı rampalar- (14:10)
Sonunda burayı da tırmandım ve iniş geldiği için sevinmek üzereyken sürekli karşımdan esen rüzgar hızımı keserek tüm zevki kaçırdı.
-Adapazarı il sınırının hemen sonrası- (15:15)
Sabahtan beri sadece kuru meyve ve yer fıstıklarıyla idare ediyordum. Buradaki petrolde 4 tane ufak çikolatalı sütü içiyorum ve 15 dk gibi bir sürede yola devam ediyorum. Petroldeki görevliye sorduğumda Akyazı’ya 30 km kaldığını öğrendim.
-Akyazı girişi- (16:40)
Burada meyve suyu ve 2 maden suyu içiyorum, mineraller sayesinde ağrılarım epey azalıyor. En fazla 15dk kalıp yola devam ediyorum.
-Sakarya girişi- (18:15)
Sonunda! Ancak erken sevinmişim, terminale varmak için yarım saate yakın daha sürüş gerekti. 🙂
-…- (19:10)
Aldığım biletin Harem’e kadar gittiğini öğreniyorum ama olsun. Hem olası köprü trafiğinden kurtuluyorum hem de feribot keyfi beni bekliyor. ^^
-Harem Feritobu- (21:05)
Sirkeci’de inince de yarım saat gibi bir sürede eve varıyorum. Yorucu ama aynı zamanda yenileyici bir turdu. Size de tavsiye ederim, o kadar görülecek yer var ki…
Okuduğunuz için teşekkürler,
Barış Kılıç